Adana’nın kalbinde yer alan Kazancılar Çarşısı ve bitişiğindeki Kebapçılar Sokağı, tarihi dokusu ve enfes yemek kokularıyla ziyaretçilerini zamanda bir yolculuğa çıkarıyor. Bu bölge, geçmişin zanaat geleneklerini bugünün canlı sokak hayatıyla bir araya getirerek hem bilgilendirici hem de davetkâr bir deneyim sunuyor.
Kazancılar Çarşısı’nın kökeni Osmanlı dönemine kadar uzanır. Adını, bir zamanlar burada faaliyet gösteren yüzü aşkın bakırcı ve kalaycı ustasından almıştır. Osmanlı döneminde bakır kazan imalatı ve kalaycılık merkezi olarak kurulan çarşı, zamanla gelişip Adana’nın en önemli ticaret noktalarından biri haline gelmiştir. Geçmişte kazan yapımıyla ünlenen bu çarşı, sadece bakırcılarla sınırlı kalmayıp ayakkabıcı, marangoz, bıçak ustası ve kuyumcu gibi farklı zanaatlara da ev sahipliği yapmıştır. Yüzyıllardır canlılığını koruyan Kazancılar Çarşısı, Anadolu’daki geleneksel kapalı çarşı kültürünün önemli örneklerinden biri sayılır. Zaman içinde her şey değişse de, çarşı içindeki ustalar geleneksel el sanatlarını sürdürmeye devam ediyor. Bir dönem yüzlerce olan bakırcı ustasından geriye kalan birkaç usta (günümüzde yalnızca üç kalaycı) halen dükkanlarında çekiç seslerini yaşatıyor. Bu yönüyle çarşı, Adana’nın geçmişine tanıklık eden yaşayan bir müze gibidir.
Kazancılar Çarşısı’nın mimarisi, tarihî dokuyu hemen hissettiren özelliklere sahip. Osmanlı dönemi mimarisini yansıtan taş ve tuğla malzemeli yapılar arasında dolaşırken, sokağın daracık yolları ve eski tip kaldırımları sizi karşılar. Dükkanlar genellikle yüksek tavanlı ve ahşap kepenkli olup, cephelerinde geleneksel motifli süslemeler görülebilir. Çarşı ve çevresindeki sokak dokusu adeta bir labirenti andırır; kıvrılan ara yollar ve geçişler her adımda yeni bir keşif sunar. Bir köşe başında asırlık bir demirci dükkanının is tabelasını, başka bir köşede ise duvarlara asılmış parıl parıl bakır sinileri görmek mümkün. Bir zamanlar üstü örtülü pasajları andıran bazı bölümlerde bugün hala güneşten koruyan tenteler ve çatı uzantıları bulunur. Tarihî binaların birçoğu korunmuş olup, bazıları zamana dirense de hala ayaktadır. Özellikle çarşının girişinde yükselen Adana’nın simgelerinden Büyük Saat Kulesi ve etraftaki Ramazanoğlu Konağı, eski hanlar gibi yapılar, bu bölgenin tarihî önemini vurgulayarak mimari bütünlüğe katkı sağlar. Çarşının dar sokakları, taş döşemeleri ve yıllara meydan okuyan dükkânlarıyla ziyaretçilere geçmişe ait otantik bir atmosfer sunuyor.
Adana denince akla ilk gelen lezzet şüphesiz Adana kebabı ve onu tatmanın en güzel adreslerinden biri de Kebapçılar Sokağı’dır. Hatta birçok kişi için “Adana’da kebap yemek istiyorsanız gideceğiniz ilk yer” burasıdır. Bu sokak ve çarşı, Adana kebabının ünlenmesinde tarihsel olarak da büyük rol oynamıştır. Rivayete göre, geçmişte çevre ilçe ve köylerden Adana’ya iş için gelenler, dönüş yoluna koyulmadan önce mutlaka Kazancılar Çarşısı’nda kebap yemeden gitmezmiş. İşte bu alışkanlık sayesinde Adana kebabı ülke çapında tanınmış ve ünü dünyaya yayılmıştır. Günümüzde de kentin en iyi kebapçılarından bazıları burada, tarihî çarşının içinde sıralanmaktadır.
Kebapçılar Sokağı’nda yan yana dizilmiş sayısız kebapçı mekânı bulunur. Gün içinde mütevazı görünen bu sokak, akşam saatleri yaklaşırken bambaşka bir atmosfere bürünür. Mangal ateşlerinin aleviyle ızgaralar közlenir, etlerin iştah açıcı kokusu tüm sokağa yayılır. Adana kebabı, zırhla çekilmiş özel baharatlı kıyma etinin şişe saplanıp harlı odun ateşinde pişirilmesiyle hazırlanır. Ustalık isteyen bu kebap, sumaklı soğan salatası, közlenmiş biber ve lavaş eşliğinde servis edilir. Masanıza oturduğunuzda gelen mis gibi sıcak lavaş ekmeği ve yanında şalgam suyu (Adana’ya özgü mor renkli fermente havuç ve şalgam içeceği) bu deneyimi tamamlar. Pek çok kebapçı mekânı, özellikle akşamları gelen konuklar için fasıl müziği veya canlı müzik de sunarak eğlenceyi katlıyor.
Adana’nın yemek kültürü sadece kebaptan ibaret değil elbette. Bu bölgede sabahın ilk ışıklarıyla birlikte ayrı bir şölen yaşanır: Ciğer kebabı kahvaltısı. Evet, Adanalılar için sabah kahvaltısında ciğer yemek bir gelenektir ve Kazancılar Çarşısı bu geleneğin yıllardır sürdürüldüğü yerdir. Gün ağarmadan kurulan ciğercilerde kuzu ciğeri şişlere takılır, kömür ateşinde hızlıca pişirilir ve taze ekmek, maydanoz, soğan ve kimyonla sunulur. Sokakta yükselen duman ve mis gibi kokular eşliğinde, taburelere oturup çayınızı yudumlayarak ciğer kebabı yemek, Adana’da sabahları ayrı bir keyiftir. Bu deneyim birçok ziyaretçinin hafızasına kazınır, çünkü dünyanın çok az yerinde kahvaltıda böyle bir lezzet şöleni bulabilirsiniz. Kebapçılar Sokağı ve çevresindeki çarşı, günün her saati farklı bir lezzet sunar: Öğle vakti taş fırından çıkan lahmacunun tadına bakabilir, susurluk ayranı misali bol köpüklü yayık ayranı veya buz gibi bir bici bici tatlısı ile serinleyebilirsiniz. Çarşıdaki bazı dükkânlar ise meşhur cezerye (havuçtan yapılan bir tür tatlı) ve çeşitli şekerlemeleriyle ziyaretçilere tatlı hediyelikler sunar. Kısacası, Kazancılar Çarşısı ve Kebapçılar Sokağı, Adana’nın zengin yemek kültürünü bir arada yaşayabileceğiniz eşsiz bir durak.
Kazancılar Çarşısı ve Kebapçılar Sokağı’nı ziyaret ederken en iyi deneyimi yaşamanız için bazı öneriler:
En uygun ziyaret zamanları: Adana’nın yaz ayları oldukça sıcak geçer, bu nedenle ilkbahar veya sonbahar, çarşıyı gezmek için en ideal mevsimlerdir. Eğer yazın geliyorsanız, sabah erken saatleri veya akşam üzerini tercih edin. Çarşı sabah 08:00’den akşam 18:00’e kadar açık, pazar günleri ise kapalıdır. Hafta içi sabah saatlerinde gelirseniz dükkânlar yeni açılırken kalabalık olmadan rahatça gezebilirsiniz. Akşamüstü ve akşam saatleri ise Kebapçılar Sokağı’nın en canlı zamanlarıdır; özellikle hava kararmaya başladığında kebapçıların ışıkları ve ocakbaşlarından yükselen dumanlarla atmosfer büyüleyici hale gelir. Not: Pazar günü çoğu zanaatkâr dükkânı kapalı olduğundan alışveriş veya zanaatkarları görmek isterseniz hafta içini tercih edin. Ancak bazı kebapçılar haftanın her günü açık olabiliyor, dolayısıyla hafta sonu gelseniz bile akşam kebap keyfi yapabilirsiniz.
Ne yenmeli: Buraya kadar gelmişken Adana kebabını yerinde tatmadan dönmeyin. Kebapçılar Sokağı’nda herhangi bir masaya oturup “bir Adana” söylediğinizde, yanında acılı şalgam suyu ve mezelerle birlikte gelecektir. Acıya dayanıklılığınıza güveniyorsanız, kebabınızın yanında gelen közlenmiş yeşil biberi de mutlaka deneyin! Sabah erken gelirseniz ciğer kebabı ile güne başlamanızı öneririz – ilk başta fikri alışılmadık gelse de, lezzeti bütün önyargılarınızı silecek kadar güzeldir. Bunun yanı sıra, çarşı içinde gezinirken cezerye veya karakuş tatlısı gibi yöresel tatlıların da tadına bakabilir, hediyelik olarak paket yaptırabilirsiniz. Yaz mevsimindeyseniz serinlemek için yakın civarda satılan kırmızı renkli buzlu bir tatlı olan Bici bici’yi deneyebilirsiniz.
Nelere dikkat edilmeli: Çarşının sokakları biraz dar ve kalabalık olabilir, özellikle öğleden sonra ve akşam saatlerinde. Bu yüzden değerli eşyalarınıza dikkat edin ve fotoğraf çekerken trafiği (yaya veya ara sıra motosiklet geçebilir) engellememeye özen gösterin. Alışveriş yaparken pazarlık yapmak Adana’da yaygın bir uygulama; özellikle bakır, halı veya antika eşyalar alırken satıcıyla kibar bir pazarlık yapabilirsiniz. Sabah ciğercilerinde yemek yerken yoğun duman ve is olabileceğini unutmayın – mümkünse açık alandaki bir masada oturun ve üzerinize sinen kokuyu dert etmeyin, çünkü bu deneyimin bir parçası. Ayrıca yazın ortasında gidiyorsanız şapka, güneş gözlüğü ve su bulundurmak iyi bir fikir, zira Adana güneşi altında sokakları gezmek bunaltıcı olabilir.
Fotoğraf noktaları: Kazancılar Çarşısı ve çevresi fotoğraf meraklıları için bir hazine niteliğinde. Büyük Saat Kulesi’nin dibindeki çarşı girişi, hem saat kulesini hem de çarşının eski sokaklarını kadraja almak için ideal bir noktadır. Çarşı içinde gezerken bakırcı ustalarının çalıştığı atölyeler oldukça fotojeniktir; izin alarak ustaların çalışma anlarını ölümsüzleştirebilirsiniz. Dükkan önlerine asılmış parıl parıl bakır tabaklar, cezveler ve el yapımı eşyalar harika detay fotoğrafları sunar. Kebapçılar Sokağı’nda ise akşam vakti dumanlar arasından görünen ustaların şişleri çevirme anları muhteşem kareler yakalamanızı sağlar. Ayrıca masalarda yemekte olan insanların, kebapçılardan yükselen alevlerin oluşturduğu sıcak ortamı da yansıtan fotoğraflar çekebilirsiniz. Unutmayın, Adanalılar fotoğraf konusunda genelde hoşgörülü ve sıcakkanlıdır, yine de birini yakın plandan çekerken müsaade istemek nezaket olacaktır.
Kazancılar Çarşısı ve Kebapçılar Sokağı, tarihiyle, mimarisiyle ve damak çatlatan lezzetleriyle Adana’yı ziyaret eden herkesin görmesi gereken bir yer. Burada geçireceğiniz birkaç saat, size şehrin ruhunu hem geçmişin hikayeleriyle hem de bugünün canlı renkleriyle gösterecek. Bu otantik atmosferin içinde dolaşırken, bir yandan bakır ustalarının çekiç seslerini diğer yandan ocakbaşında pişen kebabın cızırtısını duyacak, Adana’nın kültürel mirasını tüm duyularınızla hissedeceksiniz. Eğer yolunuz Adana’ya düşerse, bu eşsiz çarşı ve sokakta zamanda lezzetli bir yolculuğa çıkmayı unutmayın – pişman olmayacaksınız!